Ozan, Egede küçük bir sahil kasabasında yaşayan 10 yaşında bir çocuktur.
Girit göçmeni dedesi Mehmet Bey nedeniyle arkadaşları onunla gavur diye
alay etmektedir. Yalnız kalmaktan korkan Ozan, başta dedesi olmak üzere
ailesine kızar Biz Türküz. diyerek onlara kafa tutar.
Ozanın
dedesi Mehmet Bey, kasaba eşrafından, saygın bir adamdır. Kasaba halkına
kol kanat gerer, sorunlarıyla ilgilenip, onlara yardım eder.
Hoşgörürsüyle bilinen Mehmet Bey torununun bu durumundan dolayı
üzülmekte ve endişe duymaktadır.
Mehmet Bey daha yedi
yaşındayken, ailesi zorla topraklarından kopartılmış, mübadeleyle
Giritten göçmüşlerdir. Mehmet Beyin en büyük arzusu ölmeden evvel
doğduğu toprakları görebilmektir. Bu özlemle sık sık içinde mektuplar
olan şişeleri Egenin mavi sularına bırakmaktadır.
DEDEMİN
İNSANLARI, küçük bir kasabada yaşayan on yaşında bir çocuk ve dedesi
aracılığıyla, bir ailenin ve bir ülkenin geçirdiği büyük değişimi
anlatıyor. Kalabalık ve sıcak Ege insanlarının hikâyesini izlerken,
mübadeleye, öteki olmaya, nereye gidersen git bir yere ait olamamaya,
iki yakaya, çok sayıdaki azınlığa, ihtilallere, bir defa daha ama bu kez
farklı bir yerden bakacaksınız.
izlenmesi gereken fılmlerden biri
YanıtlaSil